Mızıkayı Hümayun Marşları


1826 haziranında Yeniçeri Ocağı söndürülünce, kökleri 465 sene öncesine uzanan bu devasa kurumla bağlantılı diğer teşkilatlarda lağv edildi. Bektaşi dergâhları kapatıldı. Pek çok kapıkulu teşkilatı ilga edildi. Bu arada Mehterhane de mehteran ile birilkte tarihe tarihe karıştı. Zaten vaka-i hayriye’nin hengamesinde mehterane de yerle bir olmuştu.
***
Yeniçeriliğin yerine batılı tarzda yeni bir ordu kuran Sultan Mahmud, Mehterhane-i Hümayun’un yerine de , “Mızıka-yı Hümayun” adıyla batı standartlarında askeri bir bando teşkil etti. 1828′de tesis edilen kurumun başına İtalyan asıllı müzisyen Giuseppe Donizetti Paşa getirildi. Böylece devlet eliyle batılı madana ilk musiki girişimi yapılmış oluyordu. Bundan sonra Mızıka-yı Hümayun’un borusundan batı uslubunda Osmanlı marşları ( Euro Ottoman ) dinlenir oldu.
İstiklal Marşının ilk basımının kapak kompozisyonu
***Sultan Mahmud’dan itibaren her padişahın cülusunda bir marş bestelenir ve o marş saltanatı müddetince imparatorluğun resmi marşı sayılırdı. ( Reşadiye Marşı [Marche de sa Majeste Imperiale Le Sultan Mohammed V], Hamidiye marşı gibi… )
İttihat ve Terakki bir darbeyle imparatorluğun yönetimini gaspettikten sonra bazı kendi bestelerine Mızıka-yı Hümayun’a seslendirterek propaganda vesilesi olarak kullanmaya başladı. Bunlardan Neşide-i Zafer marşı (Vicdan-ı Muazzam) en çok dikkat çekenlerden birisidir. İttihatçılar için bestelendiği aşikar olan marş, belki de İmparatorluk Türkiyesinin son demlerinde en çok terennüm edilen nağmelerden birisiydi.
Kurum 1932′de Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası, 1957′de ise Cumhurbaşkanı Senfonu Orkestrası adını aldı.
|